28 Ağustos 2013

'Jon Snow' Gladyatör Rolü İle Karşımızda!



Tüm bölümlerini soluksuz izlediğimiz, her bir bölümüne 5 milyon dolar harcanan ünlü televizyon dizisi Game of Thrones'un ('Taht Oyunları') Winterfell Lordu olan Ned Stark'ın piçi (dizideki tabiri ile) Jon Snow rolü ile tanıdığımız Kit Harrington yeni filmi Pompeii ile sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor.

Her ne kadar dövüş arenaları, intikam, kan ve savaş gibi tarzlarda onlarca film olsa da, bir yenisini görmek izleyiciyi her seferinde heyecanlandırabiliyor. İşte Kit Harington da karizmatik fiziği sayesinde ön plana çıktığı Pompeii'de, Vezüv Yanardağı'nın püskürmeye başladığı dönemlerde Napoli'ye doğru yol alan gemideki bir kölenin hem aşık olduğu kadını hem de arenada esir tutulan gladyatör dostunu kurtarmasını konu alıyor.

Kat Harington'a başrolde Sucker Punch'tan hatırlayacağımız Emily Browning ve gelmiş geçmiş en iyi filmlerden biri kabul edilen Matrix'in Trinity'si Carrie-Anne Moss eşilik ediyor. Yönetmenliğini Paul W.S. Anderson'un yaptığı Pompeii 24 Şubat 2014'te Türkiye'de vizyona girecek. 

Yüksek hasılat yapması beklenen bol aksiyonlu Pompeii'nin, Oscar'da ne kadar ödüle aday gösterileceği tartışıla dursun, izleyiciyi Jon Snow'un yoğun fittness yaparak şekillendirdiği estetik vücuduna ve  bol kanlı dövüş sahnelerine odaklandırdığı aşikar.

Filmin yayınlanan orijinal fragmanı ile sizleri baş başa bırakma vakti geldi sanırım.

İyi seyirler...



İŞTE FİLMİN FRAGMANI

Pompeii


26 Ağustos 2013

Martha Marcy May Marlene

Sean Durkin'in yönetmenliğini yaptığı, başrolünü de Elizabeth Olsen'in Martha karakteriyle oynadığı Martha Marcy May Marlene, iki yıl boyunca yanında kaldığı tarikatın sapkın davranışları arasında zaman ve mantık kavramını yitirmeye başlayıp ablasının yanına kaçan Martha'nın yaşadıklarını anlatan, resmi olarak drama-gerilim tarzda olduğu belirtilen ancak kanımca psikolojik tarafı ağır basan bir film.

Tarikatın başındaki kişi Patrick ("John Hawkes"), tabiri caizse kraliçe arılar gibi tüm herşeyin önüne serildiği, bayanlarla cinsel ilişkiye giren (aslında tecavüz demek gerek), herşeyin ortakalaşa üretilmesi ve tüketilmesini emreden, yeri geldiğinde de yanındakilerle hiç çekinmeden hırsızlığa kalkışan enteresan bir kişiliktir. İşte Martha bu enteresan davranışlara daha fazla tahammül edemez ve ablasına kaçar. Ablasıyla da bağları çok güçlü olmayan Martha, tarikat döneminde yaşadıklarını sanki kendi zamanında oluyormuş gibi hisseder ve devamlı kendisini tarikattan birileri takip ediyormuşçasına paranoya yapmaya başlar. Bu durumu, ona her türlü yardımı sağlamaya hazır ablası Lucy ("Sarah Paulson") ve eşi Ted'i de ("Hugh Dancy") huzursuz etmeye başlar. Kimlik ve zaman mevhumunu yitirmiş Martha, kötü anıları ve iç dünyası ile mücadele etmeye çalışacaktır.

Film, psikolojik tarafı ile aslında güzel sayılabilir ancak gerek yavaş ilerleyen senaryosu, gerekse tarikat kısmını fazla işlemeyişi ile sıkıcı olmaya başlıyor. Her ne kadar bence oyunculuğunun hakkını verse de Martha karakterinin o donuk sahneleri insanı bayıyor. Filmi "ben severim, katlanırım" diyenlerin izlemesini tavsiye edebilirim. Filmde elbette güzel mesajlar veya sahneler mevcut ancak insanda özellikle final sahnesi de dahil olmak üzere bir boşluk hissi uyandırıyor. Yine de film, keşfetmeyi seven ve farklı tarzlarda film izlemeye ilgi duyanlar için izlenmesi gerekecek yapımlardan biri. Bir de film, kesinlikle pornografik veya erotik diyemeyeceğimiz ancak tarikatın tecavüz mantığını ulu orta ve sıradan bir şeymiş gibi gösteren sahnelere sahip olması sebebiyle kimi izleyici için rahatsız edici bulunabilir.

Imdb'den 7.0 alan film için benim puanım maalesef 6.0'yı geçmez.

İyi seyirler...

İŞTE FİLMİN FRAGMANI

Martha Marcy May Marlene



Elysium ( Yeni Cennet )



District 9 filminden de hatırlayacağımız Neill Blomkamp'ın yönetmenliğini yaptığı Elysium: Yeni Cennet filmi, güzel görselleri ile birlikte uzayla dünya arasında geçen, zengin ile fakirin imkanları üzerine göndermeleri de barındıran aksiyon drama tarzında 2013 filmidir.

Matt Damon ve Jodie Foster'ın başrolde görüldüğü filmde, bir tarafta zengin ve varlıklı insanların dünyanın hemen üzerinde kurduğu Elysium adlı sanal gezegen ve sonsuz imkanları, diğer tarafta ise Los Angeles'ta insanların yokluk, hastalık ve kaos ile iç içe yaşadığı imkansızlıklar anlatılmaktadır. 2154'te geçen filmde Elysium, insanların hiç ölmediği, kanser, genetik bozukluklarla gelen kalıcı rahatsızlıklar, felç..vb. tüm hastalıkların 30 saniyede düzeltilebildiği teknolojiye sahip bir sanal gezegendir. Los Angeles'taki insanlarda başta sağlık sebebiyle buraya gitmek isterler ancak geçiş kapalıdır. Yapılan anlaşma sebebiyle dünyadakiler tabiri caizse köle gibi yaşarken Elysium'dakiler uçsuz bucaksız imkanlar ile iç içedir. Kahramanımız Max ("Matt Damon") çocukluğundan bu yana Elysium'a gitmeyi hayal eder. Çocukluk aşkı Frey'e ("Alice Braga") birgün Elysium'a gideceğine söz veren Max, bu hayalini gerçekleştirmeye çok yakındır. Ancak biraz da mecburiyetten gitmek zorunda olan Max'in ölümcül bir rahatsızlık sebebiyle 5 gün içinde orada olması gerekmektedir. Elysium'un koruyucusu, Savunma Bakanı Delacourt ("Jodie Foster") da Max'in bu hayalini engellemek için elinden geleni yapmaktadır.

Film, Neill Blomkamp'ın tahmin edilmesi hiç de zor olmayan gelecekteki dünya düzeni fikri üzerine kurulmuş, high-tech bir uzay aksiyon filmi silüetinde. Görüntüler başarılı dursa da, istenirse birçok teknoloji ve senaryo ile ilgili teknik hatanın bulunabileceğine inandığım Elysium, aslında izleyiciyi iki saatliğine güzel şekilde eğlendirecek bir film. Ancak kesinlikle bir efsane ya da başyapıt değil. Hatta yanından bile geçemez. Standart bir aksiyon filmi kıvamında ilerleyen Elysium'da sebep-sonuç ilişkileri çok klişe ve senaryo tahmin edilebilir derecede karmaşıklıktan uzak. Bununla beraber filmde hoşuma giden şey, tahmin edilmesi kolay bir gelecek hayalini sunarken bazı mesajları da vermesiydi. Gerçekten çok da uzak olmadığımız bir 100 yıl sonrasında gerçekten dünyanın yaşayışı bu şekilde olabilir.

Matt Damon'ın yine oyunculuğunda pek eksik bulamayacağımız Elysium'da Jodie Foster için keşke daha esnek bir rol bulunsaydı. Foster çok tekdüze ve basit bir oyunculuk yapmış. Muhtemelen performansının %50'si ile oynamıştır. Çünkü rol, kendisine hafif gelmiş.

Güzel vakit geçirmek için tavsiye edebileceğim ancak arşivlik olamayacak kadar sıradan da bulduğum Elysium filminin fragmanını aşağıda buluabilirsiniz. 

Not: Filmin IMDB puanı şu an 7.1.

İyi seyirler...


İŞTE FİLMİN FRAGMANI

Elysium (Yeni Cennet)



23 Ağustos 2013

Yeni Batman "Ben Affleck" oldu!



Bildiğiniz üzere, Superman filminde Batman'i canlandıracak aktörün kim olacağı büyük merak konusu idi. Bugün Warner Bros. haberde bu aktörün ünlü oyuncu Ben Affleck olacağını duyurdu!

ben Affleck severleri ciddi şekilde sevindiren haber, diğer taraftan da Batman hayranlarını bir o kadar üzdü. Bu derece önemli bir rol için Ben Affleck'i hafif bulan Batman severler, Daredevil filmindeki karakteri ile sunduğu performanstan anlaşıldığı üzere, çizgi kahraman rollerine çok da yatkın olmayan Affleck'in bu rolün altında ezilebileceğini düşünüyorlar.

Diğer taraftan da Warner Bros. başkanı Greg Silverman Ben Affleck’in yeni Batman rolünü kapmasıyla alakalı yaptığı açıklamada “DC Comis’in en popüler süper kahramanlarından birini canlandırması için olağanüstü bir aktöre ihtiyacımız olduğunu biliyorduk ve Ben Affleck bu tanıma uyuyor.” dedi.

Batman'i Ben Affleck, Superman'i de Henry Cavill'in canlandıracağı film 2015'te vizyona girecek.

Kaynak: stuff.com.tr

20 Ağustos 2013

WikiLeaks Olaylarını Anlatan "The Fifth Estate"in İlk Posteri Yayınlandı!

Bilindiği gibi WikiLeaks, kaynaklarını belirtmemek şartıyla, ülkeler, hükümetler, kişiler ve kurumlar ile ilgili milyonlarca hassas belge ve görüntüyü internet ortamında milyarlarca insana ulaştırarak o dönem tüm dünyada olay olmuştu. WikiLeaks'in editörü ve basın karşısındaki tek ismi Julian Assange bu olaylar sebebiyle İsveç'te tutuklanmış ancak ardından  kefaletle serbest bırakılmıştı.

Steven Spielberg'in yapım şirketi DreamWorks bu olayları konu alan The Fifth Estate filmini çekeceğini bildirmişti. İşte yönetmenliğini Bill Condon'un yaptığı, baş rollerinde ise Benedict Cumberbatch, Carice van Houten ve Alicia Vikander'in oynadığı The Fifth Estate filminin, fragmanından sonra ilk posterleri de yayınlandı.

Olayları takip edenlerin, filmden ekstra olarak ne bulacağı eleştirmenleri düşündüredursun, eğer Social Network filmi gibi senaryoyu güzel şekilde aktarabilirse ben filmin izleyiciyi yeterince etkileyebileceğini düşünüyorum.

Filmin yayınlanan ilk posterini fragmanın altında bulabilirsiniz.

Kaynak/Source: Comingsoon.net

İŞTE FİLMİN FRAGMANI

The Fifth Estate





İŞTE FİLMİN POSTERİ








19 Ağustos 2013

Lance Armstrong'u Bradley Cooper Canlandıracak!


Hollywood'un yükselen yıldızı Bradley Cooper'ı artık her yıl bir ya da iki kere beyaz perdede görmeye başladık. Çoğu projede, yönetmenlerin ilk teklif götürdüğü aktörlerden biri haline gelen yakışıklı oyuncu Bradley Cooper'ın bu kez de efsanevi bisikletçi Lance Armstrong'u canlandırması bekleniyor.

Fransa Bisiklet Turu’nu arka arkaya tam 7 kez kazanarak tarihe geçen ünlü bisikletçi Lance Armstrong, doping itirafında bulunmuş, kendisine bugüne kadar verilen tüm kupalar geri alınmış ve profesyonel spor hayatından men edilmiş, dolayısıyla da çok sevdiği bisiklet yarışlarına bir daha katılma hakkını kaybetmişti.  

Deadline.com'un haberine göre, Fringe, Lost ve Alias dizilerinin ünlü yapımcısı Jeffrey Jacob Abrams'ın Armstrong'u canlandıracak oyuncu konusunda Cooper ile görüştüklerini açıklamasının ardından, filmin yönetmenliğini de Jay Roach'un yapacağı öğrenildi. Filmde Lance Armstrong'un takım arkadaşı Tyler Hamilton'ın da yaşamından kesitlere yer verileceği söyleniyor.

Kaynak: Deadline

15 Ağustos 2013

"300: Bir İmparatorluğun Yükselişi"nin Fragmanı Yayınlandı!

Büyük bir hayran kitlesi olan 300 Spartalı, bundan tam 7 yıl önce Zack Snyder yönetmenliğinde çekilmişti. Film, o dönem senaryosundan ziyade, özellikle görsel efektleri ile izleyiciyi büyülemişti. İşte tam 7 yıl sonra 300'ün devam filmi tekrar izleyici ile buluşuyor.

300: Rise of an Empire (300: Bir İmparatorluğun Yükselişi) bu kez Noam Murro yönetmenliğiyle karşımıza çıkıyor. Yayınlanan ilk fragman, yine bizi büyük bir heyecanın beklediğini gösteriyor. İkinci filmde, serinin ilk filmindeki karakteristik görselliğe ve çizgi roman ruhuna sadık kalacağını şimdiden söylemek mümkün. 

Baş rollerde, Kral Leonidas'ın eşi Kraliçe Gorgo'yu canlandıran Lena Headey'i, Xerxes ile savaşan Spartalı Themistocles rolüyle Sullivan Stapleton'u, Xerxes rolüyle Rodrigo Santoro'yu ve Artemisia rolüyle de Eva Green'i görüyoruz. Lena Headey'e bir parantez açmak istiyorum. Kendisi sanki tam bu roller için biçilmiş bir kaftan gibi. Ne zaman bir eski zaman savaş filmi görsem kraliçe rolünde hep onu görecekmişim gibi geliyor. Hem, ilk 300 filminde, hem de popüler dizi Game Of Thrones'daki performansı da zaten buralara boşuna gelmediğini gösteriyor.

Türkiye gösterim tarihi 7 Mart 2014 olan, Perslerle Spartalıların savaşını anlatan devam filmi 300: Rise of an Empire (300: Bir İmparatorluğun Yükselişi)'in ilk fragmanını yazının altında bulabilirsiniz.


İŞTE FİLMİN FRAGMANI

300: Rise of an Empire (300: Bir İmparatorluğun Yükselişi)


13 Ağustos 2013

Ashton Kutcher Steve "Jobs" ile Geri Dönüyor!

2011 yılında hayatını kaybeden teknoloji dünyasının duayeni, Apple ve Pixar'ın kurucusu, iPhone, iPod vb. çığır açan cihazların mucidi, bilişim dünyasının çılgın adamı Steve Jobs, beyaz perdede tekrar hayat buluyor.



Baş rolünde, teknolojiye olan düşkünlüğü ile bilinen ve özellikle Steve Jobs'un gençlik yıllarındaki haline çok benzeyen Ashton Kutcher'ın oynadığı biyografi tarzı film "Jobs", 16 Ağustos 2013'te ABD ile aynı anda Türkiye'de de gösterime giriyor. Filmde, Steve Jobs'un en yakın arkadaşı Steve Wozniak'ı da Josh Gad canlandırıyor. 



Apple tutkunlarından ziyade aslında teknoloji ile iç içe olan ve Steve  Jobs'un teknoloji dünyasına yaptığı katkılara şahit olanların merakla beklediği filmin, 2010'da gösterime giren ve Imdb tarafından 7.9 puan alan, Facebook'un kurucusu Zuckerberg'in hayatını konu alan Social Network filmindeki gibi yüksek bir izleyici kitlesine, dolayısıyla da yüksek bir gişeye ulaşması bekleniyor.


Ashton Kutcher'ın Steve Jobs'a olan müthiş benzerliğine göz atmak isterseniz, fragmanın altına bakabilirsiniz ;)


İŞTE FİLMİN FRAGMANI

jOBS




Kosmos



2009 Reha Erdem yapımı Kosmos, Türk sinemasındaki ender fantastik tarz filmlerden birisi. Başrollerinde Sermet Yeşil ve Türkü Turan'ın oynadığı Kosmos, Kars'ın mütevazi ve soğuk bir kasabasına zorlukla gelen, doğaüstü güçlere sahip Battal'ın (Sermet Yeşil), bir diğer ifade ile Neptün'ün (Türkü Turan) ismi ile uyumlu olsun diye kendine taktığı isimle Kosmos'un, kasabada yaşadığı enteresan hikayesini konu alıyor.

Kosmos, kasabaya geldiği gün boğulan bir çocuğa özel güçleri ile hayat verir. İlerleyen zamanlarda başka kişilere de şifa veren Kosmos, kasaba tarafından dikkatli gözlerce etraflıca süzülür ama tam hakkında olumsuz görüşler ortaya çıkacakken, tekrar şifa verdiği bir vaka olunca şifacı olarak adlandırılır. Diğer taraftan Kosmos, Neptün'e saf ve tertemiz bir aşk ile bağlıdır ve her zaman savunduğu da aşkın temizliğini onda bulacaktır.

Film, önemle belirtmem gerekir ki, hem tarzı olsun hem de işlediği görseller ve verdiği mesajlar sebebiyle, birçok seveni çıkacağı gibi, birçok izleyiciyi de rahatsız edebilir. Kendine has bir kurgu geliştirme yeteneği olan Reha Erdem'in, çektiği filmleri bazen izlemek, bazen de anlamak gerçekten zor olabiliyor. Bu filmi de, daha önceki film yorumlarımda olduğu gibi, bu tarz filmleri sevmeyen kişiler beğenmeyecektir.

Filmdeki güzel şeylerle başlayalım. Uyuduğunu ve yemek yediğini hiç göremediğimiz, buna karşın sevdiği tek besin kaynağının avuç avuç yediği küp şeker olduğu Kosmos'un aşkın saflığı ile ilgili verdiği mesajlar çok güzeldi. İnsanın doğası ve Allah'ın her insanı doğru ve güzel şekilde yarattığı ancak insanların kötülüğü daha sonra kendisinin seçtiğini anlatması akılda kalıcıydı. Kosmos ve Neptün arasında yaşanan kendilerine has iletişimleri çok etkileyiciydi. Bu denli soğuk bir coğrafyada film çekmelerine rağmen bu oyuncular (ki diğer film ekibini de eklemek gerekir) bu soğuğu hiç hissettirmeden oynuyorlar. Reha Erdem'in en sevdiğim yanlarından biri de bu filmde de gösterdiği ışık ve kamera kullanımı ve geçişlerinin yine kendine has şekilde basit ama çok etkileyici olması. 

Olumsuz yerlere değinecek olursak, Kosmos bu kadar temiz duygulara sahipken hırsızlık yapması, çalışmayı anlamsız bulması ve tembelliği seçmesi ve kadınlara yönelik duygu karmaşası insanı şaşırtıyor. Ayrıca, Kosmos rolündeki Sermet Yeşil'in sesinin zayıflığı sanki filmde biraz göze batıyor. Sesinin zayıflığına ilave olarak filmde zaten az olan konuşma sahnelerinin bazılarında, film son ses açıkken bile duyulmayan sesi, insanı sinirlendiriyor. O kısımları alt yazı ile okuyarak anlayabildim şahsen. Ayrıca Reha Erdem'in, farklı mesajlar verme gayreti sebebiyle olsa gerek filmde yer alan mezbaha sahnelerindeki kesim manzaraları biraz rahatsız edici geldi bana. Fazla yakın çekim, insanı oradaymış gibi gerebiliyor. Son olarak da ses ve ışık için olumlu yorumlarımdan ziyade, filmde genelde duyulan rüzgar ve fırtına seslerini fazlalığı kulak tırmalıyor. Keşke bunu biraz bastırabilselerdi.

Film iyi ya da kötü diyemeyeceğim ama izlenmesini tavsiye edebileceğim sanatsal tarzda bir film. Filmin olumsuz kısımlarına rağmen, 46. Antalya Film Festivali'nden En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Görüntü Yönetmeni dallarından ödülle döndüğünü de hatırlatalım.

İyi seyirler...


İŞTE FİLMİN FRAGMANI

Kosmos



5 Ağustos 2013

Blue Jasmine açılış rekoru kırdı!

Sinemanın önde gelen yönetmenlerinden Woody Allen'in son filmi Blue Jasmine, başlangıçta sadece altı adet salonda yayınlanmasına rağmen 102.000 $'lik salon başına düşen gişe geliri ile, sinema tarihinin bu dalda en yüksek altıncı gişe gelirini elde etti.


Başrollerinde Cate Blanchett, Alec Baldwin ve Peter Sarsgaard gibi ünlü oyuncuların oynadığı Blue Jasmin'de, fazlasıyla süslü bir hayat yaşayan Jasmine, hem çok çekicidir hem de güzeldir. Ancak zengin iş adamı Hal ile evliliği de dahil olmak üzere hayatında her şey ters gitmeye başlar. Özellikle lükse tutkunluğu ve alışverişe çok para harcaması onu iflasın eşiğine getirmiştir. Herşeyi geride bırakıp yeni ve sade bir hayata başlamaya karar veren Jasmine, San Francisco yollarına düşer.


Film, Box Office Mojo'nun verilerine göre onuncu gününde 3.000.000 $'nin üzerinde gişe gelirine ulaşan Blue Jasmine, şu an 50 salonda yayınlanıyor.

Türkiye'de 27 Eylül'de gösterime girmesi beklenen film ile ilgili, Hollywood'ta özellikle Cate Blanchett'in iyi oyunculuğu ile Oscar'da En İyi Kadın'ı alacağına kesin gözüyle bakıldığı konuşulmaktaymış.



İŞTE FİLMİN FRAGMANI

Blue Jasmine



Jackass Geri Dönüyor!

Jeff Tremaine tarafından ilk kez 2002 yılında yayınlanan çılgın ve psikopat Jackass grubunun deliliklerini anlatan filmin 4. filmi ABD'de 25 Ekim'de vizyona giriyor.


İzlemesi ciddi şekilde mide gerektiren ve çoğu insanca ilk 10 dakikasında dayanılamayıp kapatılan Jackass filmlerinden sonuncusu "Jackass Presents: Bad Grandpa"da, bu kez 90'ına merdiven dayamış çılgın ihtiyar Irving Zisman'ın kendisi gibi tırlatık torunu 8 yaşındaki Billy ile Amerika turu atarken, yaşadıkları sıradışı çılgınlıklar bir gizli kamera ile kayıta alınııyor.



Jackass Presents: Bad Grandpa'yı izlemeden önce, Jackass'ın 2002'deki ilk filmi "Jackass The Movie"yi izlememiş olan varsa, önce onu izlesin, eğer filmi bitirmeye midesi dayanırsa sonraki serileri zaten hızlıca izleyecektir :)




İŞTE FİLMİN FRAGMANI

Jackass Presents: Bad Grandpa





4 Ağustos 2013

Beş Vakit



Çanakkale'nin küçük bir köyünde, zamanın ezan sesiyle beş vakte bölündüğü ve günün de bu vakitlere göre yaşandığı, ebeveynler ve çocuklar arasındaki ilişkilerin çok berrak şekilde anlatıldığı, bunu yaparken de izleyiciye büyük sürprizler yapmadan, kıvamında ve yerinde oyunculuklarla hepimizin bir şekilde şahit olduğu daha doğrusu yabancılık çekmediği bir konu olan 'çocukların sevgisiz büyütülmesi ve bir kardeşin diğer kardeşe oranla daha fazla sevildiği yaşamları' çok gerçekçi şekilde sunuyor Beş Vakit. 

Reha Erdem yönetmenliğinde, kamera ve ışıkların kanımca çok profesyonelce kullanıldığı, çocuk oyuncuların tertemiz oynadığı ve müziklerin de hoşnutluğu ile izlenmesi gereken Türk filmleri içinde kendine rahatça yer buluyor Beş Vakit. 2006 yılında gösterime giren film, Altın Koza'dan En İyi Film ödülüyle ayrılmıştır. 

Filmi etkileyici kılan şeylerden birisi de köy yaşantısının klasik tarzda anlatılmadan, gerçekte neyse o şekilde anlatıldığıdır. Aslında köylerde de sevgisizlik, çarpık fikirler ve anne-babaların atalarından gördükleri sevgisizliğin çocuklara yansıtması ve bu sebeple çocuklarda yaşanan kopukluk ayan beyan hissediliyor. 

Film çok dingin ilerlediği için bazı izleyiciyi sıkabilir belki, ancak sabırla izlendiği takdirde, çekimdeki incelikler, oyunculuklardaki saflık ve samimiyet hemen dikkatleri çekecektir. 

Üç çocuk, üç aile, bir köy ve 5 Vakit...

İyi seyirler...


İŞTE FİLMİN FRAGMANI

Beş Vakit



2 Ağustos 2013

Ridley Scott "Danışman" ile Yıldızları Bir Araya Getiriyor!


Gladiator, Hannibal, Kingdom of Heaven gibi filmlerin başarılı yönetmeni Ridley Scott, bu kez The Counselor ("Danışman") filmi ile izleyiciyle buluşacak. The Counselor'un konusundan önce dikkat çeken en önemli özelliği, oyuncu kadrosu. Yıldızlar geçidini andıran filmde Brad Pitt, Natalie Dormer, Michael Fassbender, Penélope Cruz, Cameron Diaz ve Javier Bardem oynuyor.


Filmin konusu çok detaylı verilmese de bir avukatının kendini uyuşturucu trafiğinin içinde bulmasıyla ilgili yaşadığı gerilim ve aksiyon dolu olayları konu alıyor. Filmin yayınlanmış fragmanını aşağıda paylaşıyorum. Fragman da konu hakkında az da olsa bilgi verebilir.



25 Ekim 2013'te gösterime girecek olan film, bu oyuncu kadrosu ve tecrübeli yönetmeni ile birlikte, birçok sinema izleyicisi, otoriteleri ve eleştirmenleri tarafından şimdiden Oscar'ı en çok zorlayacak filmlerden biri olacağı konusunda yorum alıyor.




İŞTE FİLMİN FRAGMANI

The Counselor - "Danışman"




İŞTE FİLMDEN DİĞER KARELER

The Counselor - "Danışman"




1 Ağustos 2013

Jurassic Park "3D" ile Sinemalara Geri Dönüyor!





Sinema tarihinde eminim, dinozorlar dendiğinde akla ilk gelen filmdir Jurassic Park. 20 yıl önce vizyona girdiğinde, o dönem ki çocuklar olarak bizler bilet kuyruğuna girer ve filmi mümkünse en az bir kere izlemek için yarışırdık. 

İşte efsanevi Jurassic Park filmi yine kendisi gibi efsane sayılan yönetmen Steven Spielberg tarafından 20. senesi şerefine 9 Ağustos 2013'te tekrar beyaz perdeye geliyor. Hem de bu kez 3D tekniğiyle! Normal çekimlerde bile izlemesi insana heyecan veren bu filmin 3 Boyutlu halini düşünmek bile insanı geriyor.

1993'te gişeleri alt üst eden Jurassic Park, bu dönemde 3 tane de Oscar almıştı. Filmin baş rollerinde Sam Neill, Laura Dern, Jeff Goldblum ve Samuel L. Jackson gibi isimler bulunuyor.



İŞTE FİLMİN FRAGMANI

Jurassic Park 3D



Kaynak: Acunn.com

Hollywood'un Yakışıklıları "American Hustle' da Buluşuyor!



The Fighter ve Silver Linings Playbook filmlerinin başarılı yönetmeni David O. Russell, özellikle geçen yıl Silver Linings Playbook ile yakaladığı büyük başarı ve yapımcısına kazandırdığı yerel ve uluslararası salonlarda elde edilen 235 milyon USD'den fazla gişe ile adından sıkça söz ettirmişti. Russell, 2013 yılında da boş durmayacağa benziyor. Çekimleri süren yeni filmi American Hustle'da eski göz bebeği oyuncularını tekrar oynatmaya karar veren Russell, Hollywood'un iki yakışıklı ve başarılı oyuncusu Bradley Cooper ve Christian Bale'i filmin merkezine oturtmuş. Bir diğer göz bebeği, güzel oyuncu Jennifer Lawrance'ı da Russell unutmamış.

Bu arada filmin başarılı oyuncu kadrosunda başka usta oyuncular da var. Bunlardan bazıları; The Fighter'dan hatırlayacağımız Amy Adams, The Hurt Locker'dan hatırlayacağımız Jeremy Renner ve bir çok filmden hatırlayacağımız usta oyuncu Robert  De Niro. Russell anlaşılan, yine izleyiciyi oyunculuğa doyurmayı planlıyor.

25 Aralık 2013'te Amerika'da gösterime girecek olan filmin konusunu buradan okuyabilirsiniz.

Filmde ünlü oyuncuların 70'li yıllara uygun kıyafetleri ve makyajları çok konuşulacağa benziyor. Filmin, medyaya düşen ilk görüntülerini bakalım beğenecek misiniz?



İŞTE FİLMİN YAYINLANAN İLK FRAGMANI





AMERICAN HUSTLE'DAN İLK GÖRÜNTÜLER!