3 Mart 2014

86th Academy Awards "Winners" - Full List!




The 86th annual Academy Award winners were announced Sunday in Los Angeles / Hollywood! Full list of winners here:

P.S. Winners' names in bold and red



Best Picture 
American Hustle
Captain Phillips
Dallas Buyers Club
Gravity
Her
Nebraska
Philomena
12 Years a Slave
The Wolf of Wall Street

Best Director
David O. Russell (American Hustle)
Alfonso Cuaron (Gravity)
Alexander Payne (Nebraska)
Steve McQueen (12 Years A Slave)
Martin Scorsese (The Wolf Of Wall Street)

Best Actor
Christian Bale
Bruce Dern
Leonardo DiCaprio
Chiwetel Ejiofor
Matthew McConaughey

Best Actress 
Amy Adams
Cate Blanchett
Sandra Bullock
Judi Dench
Meryl Streep

Best Supporting Actor 
Barkhad Abdi
Bradley Cooper
Michael Fassbender
Jonah Hill
Jared Leto

Best Supporting Actress 
Sally Hawkins
Jennifer Lawrence
Lupita Nyong'o
Julia Roberts
June Squibb

Best Writing – Adapted Screenplay 
Before Midnight
Captain Phillips
Philomena
12 Years a Slave
The Wolf of Wall Street

Best Writing – Original Screenplay 
American Hustle
Blue Jasmine
Dallas Buyers Club
Her
Nebraska

Best Animated Feature Film 
The Croods
Despicable Me 2
Ernest & Celestine
Frozen
The Wind Rises

Best Foreign Language Film 
The Broken Circle Breakdown (Belçika)
The Great Beauty (İtalya)
The Hunt (Danimarka)
The Missing Picture (Kamboçya)
Omar (Filistin)

Best Original Song 
"Alone Yet Not Alone" from ALONE YET NOT ALONE
"Happy" from DESPICABLE ME 2
"Let it Go" from FROZEN
"The Moon Song" from HER
"Ordinary Love" from MANDELA: LONG WALK TO FREEDOM

Best Original Score 
The Book Thief
Gravity
Her
Philomena
Saving Mr. Banks

Best Documentary – Feature 
The Act of Killing
Cutie and the Boxer
Dirty Wars
The Square
20 Feet from Stardom

Best Film Editing 
American Hustle
Captain Phillips
Dallas Buyers Club
Gravity
12 Years a Slave

Best Production Design 
American Hustle
Gravity
The Great Gatsby
Her
12 Years a Slave

Best Documentary – Short Subject 
Cave Digger
Facing Fear
Karama Has No Walls
The Lady in Number 6: Music Saved My Life
Prison Terminal: The Last Days of Private Jack Hall

Best Live Action Short Film 
Aquel No Era Yo (That Wasn't Me)
Avant Que De Tout Perdre (Just Before Losing Everything)
Helium
Pitääkö Mun Kaikki Hoitaa? (Do I Have to Take Care of Everything?)
The Voorman Problem

Best Costume Design 
American Hustle
The Grandmaster
The Great Gatsby
The Invisible Woman
12 Years a Slave

Best Makeup and Hairstyling
Dallas Buyers Club 
Jackass Presents: Bad Grandpa
The Lone Ranger

Best Animated Short Film 
Feral
Get a Horse!
Mr. Hublot
Possessions
Room on the Broom

Best Sound Editing 
All Is Lost
Captain Phillips
Gravity
The Hobbit: The Desolation of Smaug
Lone Survivor

Best Sound Mixing 
Captain Phillips
Gravity
The Hobbit: The Desolation of Smaug
Inside Llewyn Davis
Lone Survivor

Best Visual Effects 
Gravity
The Hobbit: The Desolation of Smaug
Iron Man 3
The Lone Ranger
Star Trek Into Darkness

86. Oscar (Akademi) Ödülleri Sahiplerini Buldu!



86. Oscar ödülleri ABD'nin Los Angeles kentindeki Hollywood Dolby Tiyatrosu'nda düzenlenen muhteşem bir törenle sahiplerini buldu.


Tam 24 dalda verilen Oscar Ödülleri'nde yine en çok beklenen ödüller, En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Kadın Oyuncu dalında olanlardı.

İşte bu görkemli ödüller için American Hustle (Düzenbaz) ve Gravity (Yerçekimi) filmleri Oscar'a tam 10 dalda aday gösterilmişti. Bu filmleri 9 dalda aday gösterilen 12 Years a Slave (12 Yıllık Esaret) ve 6 dalda aday gösterilen The Wolf of Wall Street (Para Avcısı) filmleri takip etmişti.

Yaklaşık 1 Milyar kişinin canlı izlediği 86. Oscar Ödülleri'nde ödüller büyük bir heyecanla sahiplerine ulaştı. 

Ellen De Generes’in eğlenceli sunumuyla gerçekleşen Oscar töreninde En İyi Erkek Oyuncu ödülü Sınırsızlar Klübü filmindeki üstün performansıyla Matthew McConaughey'e giderken; En İyi Kadın Oyuncu ödülü Blue Jasmine'deki performansıyla Cate Blanchett'e gitti! Gecenin en büyük ödülüyse, gecenin favorisi olarak gösterilen Steve McQueen'in yönettiği 12 Yıllık Esaret'in oldu!

Leonardo Di Caprio için yine hayal kırıklığı ile biten 86. Oscar Ödülleri'nde, 10 dalda aday gösterilen American Hustle (Düzenbaz) "0" çekerek büyük hayal kırıklığı yaşattı. 12 Yıllık Esaret toplamda 3 ödül, Gravitiy (Yer Çekimi) ise toplamda tam 7 ödülle döndü.



86. OSCAR ÖDÜLLERİ SONUÇ LİSTESİ:

En İyi Film: 12 Yıllık Esaret

En İyi Yönetmen: Alfonso Cuarón (Yerçekimi)

En İyi Kadın Oyuncu: Cate Blanchett

En İyi Erkek Oyuncu: Matthew McConaughey

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Lupita Nyong'o (12 Yıllık Esaret)

En iyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Jared Leto (Sınırsızlar Kulübü)

En İyi Kurgu : Yerçekimi (Alfonzo Cuaron, Mark Sanger)

En İyi Yabancı Film: Muhteşem Güzellik (La Grande Bellezza)


En İyi Özgün Senaryo: Her (Spike Jonze)

En İyi Uyarlama Senaryo: 12 Yıllık Esaret (John Ridley)

En İyi Kısa Film: Helium (Anders Walter)


En İyi Belgesel Film: 20 Feet from Stardom

En İyi Kısa Belgesel Film: The Lady In Number 6 (Malcolm Clarke)

En İyi Sanat Yönetmeni: Yerçekimi (Emmanuel Lubezki)

En İyi Görsel Efekt: Yerçekimi (Timothy Webber, Chris Lawrance, David Shrink)

En İyi Kostüm: Muhteşem Gatsby (Catherine Martin)

En İyi Makyaj: Sınırsızlar Klübü (Adruitha Lee, Robin Mathews)

En İyi Orijinal Şarkı : Let It Go (Karlar Ülkesi)

En İyi Film Müziği: Yerçekimi (Steven Price)

En İyi Ses Kurgusu: Yerçekimi (Glenn Freemantle)

En İyi Ses Miksajı: Yerçekimi (Skip Lievsay, Niv Adiri, Christopher Benstead, Chris Munro)

En İyi Kısa Animasyon Filmi : Mr. Hublot (Laurent Witz, Alexandre Espigares)

En İyi Animasyon Filmi: Karlar Ülkesi



86. Akademi Ödülleri'nin adayları şunlardı: 

En İyi Film 
Captain Phillips
Gravity
Her
Nebraska
Philomena
12 Years a Slave

En İyi Yönetmen 
David O. Russell (American Hustle)
Alfonso Cuaron (Gravity)
Alexander Payne (Nebraska)
Steve McQueen (12 Years A Slave)
Martin Scorsese (The Wolf Of Wall Street)

En İyi Erkek Oyuncu 
Christian Bale
Bruce Dern
Leonardo DiCaprio
Chiwetel Ejiofor
Matthew McConaughey



En İyi Kadın Oyuncu 

Amy Adams
Cate Blanchett
Sandra Bullock
Judi Dench
Meryl Streep

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu 
Barkhad Abdi
Bradley Cooper
ichael Fassbender
Jonah Hill
Jared Leto

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu 
Sally Hawkins
Jennifer Lawrence
Lupita Nyong'o
Julia Roberts
June Squibb

En İyi Uyarlama Senaryo 
Before Midnight
Captain Phillips
Philomena
12 Years a Slave

En İyi Özgün Senaryo 
Blue Jasmine
Her
Nebraska

En İyi Animasyon Film 
The Croods
Despicable Me 2
Ernest & Celestine
Frozen
The Wind Rises

Yabancı Dildeki En iyi Film 
The Broken Circle Breakdown (Belçika)
The Great Beauty (İtalya)
The Hunt (Danimarka)
The Missing Picture (Kamboçya)
Omar (Filistin)

En İyi Şarkı 
"Alone Yet Not Alone" from ALONE YET NOT ALONE
"Happy" from DESPICABLE ME 2
"Let it Go" from FROZEN
"The Moon Song" from HER
"Ordinary Love" from MANDELA: LONG WALK TO FREEDOM

En İyi Müzik 
The Book Thief
Gravity
Her
Philomena
Saving Mr. Banks

En İyi Belgesel 
The Act of Killing
Cutie and the Boxer
Dirty Wars
The Square
20 Feet from Stardom

En İyi Kurgu 
Captain Phillips
Gravity
12 Years a Slave

En İyi Yapım Tasarımı 
Gravity
The Great Gatsby
Her
12 Years a Slave

En İyi Kısa Belgesel 
Cave Digger
Facing Fear
Karama Has No Walls
The Lady in Number 6: Music Saved My Life
Prison Terminal: The Last Days of Private Jack Hall

En İyi Kısa Film 
Aquel No Era Yo (That Wasn't Me)
Avant Que De Tout Perdre (Just Before Losing Everything)
Helium
Pitääkö Mun Kaikki Hoitaa? (Do I Have to Take Care of Everything?)
The Voorman Problem

En İyi Kostüm Tasarımı 
The Grandmaster
The Great Gatsby
The Invisible Woman
12 Years a Slave

En İyi Makyaj ve Saç Tasarımı
Jackass Presents: Bad Grandpa
The Lone Ranger

En İyi Kısa Animasyon 
Feral
Get a Horse!
Mr. Hublot
Possessions
Room on the Broom

En İyi Ses Kurgusu 
All Is Lost
Captain Phillips
Gravity
The Hobbit: The Desolation of Smaug
Lone Survivor

En İyi Ses Miksajı 
Captain Phillips
Gravity
The Hobbit: The Desolation of Smaug
Inside Llewyn Davis
Lone Survivor

En İyi Görsel Efekt 
Gravity
The Hobbit: The Desolation of Smaug
Iron Man 3
The Lone Ranger
Star Trek Into Darkness

10 Şubat 2014

Para Avcısı ("The Wolf Of The Wall Street")



Martin Scorsese imzalı, Leonardo Di Caprio başrollü Para Avcısı ("The Wolf Of The Wall Street") yılın en iyi, en keyifli filmlerinden biri... Belki de en iyisi!

Uyarı: Spoiler içerir!

Jordan Belfort, yakışıklı, zeki ve en önemlisi çok hırslı bir genç iş adamıdır. 1990'lı yılların popülaritesi en yüksek iş dünyası kabul edilen "Wall Street" en büyük hayalidir ve broker olarak çalışmak için yanıp tutuşmaktadır. Girdiği ilk firmada broker'lığın kitabını yazmış Mark Hanna'dan ("Matthew McConaughey") işin püf noktaları hakkında tüyolar alan Belfort, hızla broker'lığa alışmaya ve aşık olmaya başlar. Altı aylık çaylaklık döneminden sonra lisanslı bir broker olarak çalışmaya başladığı ilk gün Amerika finans tarihinin en kötü gününü yaşar. Kara Pazartesi'yi! Borsada kepenkler kapatılır ve işler kötüye gider. Belfort da yapacak başka bir iş bulmak zorunda kalır.




Çok daha küçük komisyonların ve kağıtların döndüğü amatör broker'lık işi için bir başvuruda bulunan Belfort, Wall Street'teki işinde %1 komisyonla çalışmaya alışkın olduğundan olsa gerek, %50 komisyon rakamını duyduğunda gözleri yerinden çıkacak gibi olur. Miktarlar cent'ler olarak ölçülsede, o, bu rakamı nasıl yukarı çekeceğini iyi bilir. Hızla yükselen ve yükseldikçe para kazanan Belfort, Donnie Azoff'un ("Jonah Hill") önderliğinde amatör, eğitimsiz ve bir o kadar da uçuk kaçık bir ekip toplar ve kendi firmasını, yani, Stratton Oakmont Inc.'i kurar.

Paranın dibine vurdukça, daha önce öğrendiği "kazanmak için kan dolaşımın hızlanmalı, bunun içinde bol bol uyuşturucu kullanmalı ve seks yapmalısın (!)" öğretisini fazlasıyla benimseyen Belfort, para kazandıkça saçmaya, arkadaşları ve personeli ile akla hayale sığmayan uyuşturucu ve seks partileri düzenlemeye başlar. Uğruna, eski eşi Teresa'dan ("Cristin Milioti") ayrıldığı yeni eşi Naomi'nin ("Margot Robbie") güzelliği, ona olan aşkı ve güzel evlilikleri, Belfort'u, kafaya koyduğu öğretiden asla vazgeçirmeyecektir.

Belfort'un bu yükselişi esnasında hesaba katmadığı tek şey ise bu denli hızlı yükselişin birilerinin dikkatini çekecek olmasıdır!



Oscar'dan ödül ve ödüllerle dönmesi beklenen Para Avcısı, 3 saatlik süresiyle başta izleyiciyi korkutsa da, akıcı temposu ve yaşattığı kahkaha tufanı ile insana zamanı tamamen unutturuyor. Di Caprio'nun oyunculukta tavan yaptığı filmler içine direkt girecek The Wolf Of The Wall Street, para, uyuşturucu ve seks ögelerini izleyiciye aktarırken, özendirici olmak gibi bir riski, alaycı tavrıyla ustaca dengeliyor. Ama yine de uyarmalıyım ki, filmin içerdiği yoğun seks ortamı, kimi izleyiciyi rahatsız edebilir. Bunu bilerek gitmekte ya da gitmemekte (!) fayda var.

Halen hayatımızda Wall Street ve benzeri türevler var olsa da, özellikle 90'lı yıllarda bu işin nasıl simsarlığının yapıldığını, insanların cebindeki parayı nasıl alabiliriz mantığı ile satış tekniklerinin bir hipnotizmaya dönüştürüldüğünü tüm çıplaklığıyla izleyiciye aktaran Martin Scorsese, rol ve karakter eşleştirmede de nokta atışı yapınca, izlemeye doyum olmayan bir film çıkarmış. Özellikle başrol yardımcılarından Jonah Hill'i izlerken keyiften dört köşe olmamak elde değil. Bir rol bir insana bu kadar mı yakışır!

Belfort'un yeni eşi rolünde izlediğimiz Margot Robbie, güzelliği ile adeta baş döndürüyor. Aslında bu da role çok uyumlu bir durum. Çünkü, her zaman güzel bir aktris bulursunuz ancak, günde milyonlar kazanan ve sıra dışı marjinalliği ile coştukça coşan bir adamı hem etkilemek hem de evlilik yüzüğünü takmak ve hatta çocuk sahibi olmak, farklı bir güzellik ve karakteri gerektirir. İşte Robbie bunu çok iyi yansıtıyor. Bir tebrik de kendisine.



Şimdiden, IMDB'de 200 bine yakın oy aldığını ve 8.5'lik puanı ile en iyi ilk 100 film arasına hızlı bir giriş yaptığını düşünürsek, Para Avcısı'nı ("The Wolf Of The Wall Street"), içerdiği seksüel ögelere dikkat etmek kaydıyla izlememek büyük kayıp olur.

Şimdiden iyi seyirler..

İŞTE FİLMİN FRAGMANI

Para Avcısı ("The Wolf Of The Wall Street")

 

5 Şubat 2014

Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak





İçine kapanık ve utangaç bir Türk genci olan Ekin'in ("İsmail Hacıoğlu"), dil öğrenmek için gittiği İtalya'da yaşadıklarını konu alan "Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak" 2011 yapımı bir Ali İlhan filmi.

Ekin'in, İtalya'da kalacak yeri daha önceden ayarlanmıştır ancak kendisini bekleyen bayan Enrica'nın ("Claudia Cardinale"), şiddetli erkek düşmanlığından haberi yoktur. Geçmişte çok güzel bir kadın olan Sinyora Enrica, sevdiği adam tarafından terk edildikten sonra, hayatını, hatta evini bile erkeklere kapatmıştır. Hayatla mücadele etmek için gündüzleri pazarda elleriyle yaptığı reçelleri satan, diğer zamanlarda kısmen terzilik yapan ama en büyük gelir kaynağı yurtdışından İtalya'ya gelen yabancı kız (!) öğrencilere evinin odasını kiralamaktan oluşan Enrica, Ekin'i de zaten kız zannettiği için kabul etmiş. Ekin'i gördükten sonra aynı sert tutumu sergilese de, gün geçtikçe Ekin'e ısınacaktır.



Ekin'e gelince... Babası tarafından kale çok alınmayan ancak amcaları tarafından okuması ısrarla desteklenen başrolümüz, Enrica'nın evine girdikten sonra hem erkek düşmanı yaşlı bir kadınla hem de hiç bilmediği İtalyanca ile savaşmak durumunda kalacaktır. Bir de bu dertlerin üzerine güzeller güzeli Valentina'ya ("Lavinia Longhi") olan aşkıyla mücadele etmek zorunda kalan Ekin, gün geçtikçe ezik olduğu kadar inatçı sempatikliği ile Enrica'nın kendisine karşı olan gardını yavaş yavaş kıracaktır.

Filmde, Claudia Cardinale'nin pürüzsüz oyunculuğuna İsmail Hacıoğlu'nun sempatikliği de eklenince, karşımıza tatlı bir traji-komik hikaye çıkıyor. İki farklı neslin, nasıl ortak paydalarda buluşabileceği ve arkadaş olabileceği anlatılıyor usulca. Türk ve İtalyan kültürü izleyiciyi sıkmadan, narince işlenmiş. 

Film, bir taklit veya özenti film gibi de hiç durmuyor. İtalyanca konuşma konusunda ben İsmail Hhacıoğlu'nun performansını beğendim ancak hakkını yiyemeyeceğim biri daha var. Sinyora Enrica'nın hayırsız ve serseri oğlu Giovanni'yi canlandıran Teoman Kumbaracibasi! İzleyen herkesin, kendisini orijinal İtalyan sanmasına sebep olacak kadar iyi giymiş rolü.

Fahriye Evcen'in de, konuk oyuncu olarak Enrica'nın gençliğini oynadığı, 47. Altın Portakal Film Festivali'nden En İyi Kadın Oyuncu ödülüyle dönen Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak filminin fragmanını yazının devamında bulabilirsiniz.

İyi seyirler..


İŞTE FİLMİN FRAGMANI

Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak



3 Şubat 2014

"Transformers 4: Kayıp Çağ"ın İlk Fragmanı Yayınlandı!

Amerika'nın ünlü futbol etkinliği Super Bowl'da ilk kez görücüye çıkan Transformers 4: Kayıp Çağ ("Transformers 4: Age of Extinction") hayranlarına kısa da olsa filmle ilgili heyecan dolu aksiyon sahneleri sunuyor.


Daha önceki Transformers seri filmlerini de hatırlayacak olursak, fragmana bakar bakmaz bunun kesinlikle bir Michael Bay filmi olduğu anlAşılıyor. Sevilir ya da sevilmez ama bu kesinlikle onun filmi! Kadro değişmiş, Autobot'ların yerini tabiri caizse Dinobotlar (!) almış ve sahnelerde fantezi nirvanasına ulaşılmış gibi görünse de, vizyona girer girmez hayranları, filme gişede yeni bir rekor sunacak gibi görünüyor.



Las Vegas'taki elektronik fuarında (CES) Samsung Curve TV'yi tanıtırken yaşadığı 'prompter faciası' ile açıkça rezil olan ve doğaçlama iki kelimeyi bir araya getiremeyen Michael Bay, bildiği iş olan fantastik aksiyon filmlerine konu geldiğinde bambaşka bir adam oluyor. Ne kadar yorum yaparsak yapalım, Bay'in sadece Transformers filmleri ile elde ettiği gişelere ve başarıya bir göz atalım:


  • 2007'deki ilk film "Transformers" gişede tam 700 milyon USD elde etti.
  • 2009'daki ikinci film "Transformers: Revenge of the Fallen" bana göre yine yüksek ama beklenenden düşük olarak lokalde 400 milyon, diğer ülkelerde de 430 milyon ile toplamda 830 milyon USD gişe elde etti.
  • 2011'deki üçüncü film "Transformers: Dark of the Moon" dünya genelinde 1.1 milyar USD gişe kaptı. Dahası, gösterime girdiği dönemde gelmiş geçmiş en iyi 5. açılışa imza attı.

Kısacası, Michael Bay, üç Transformers filmi ile 2.6 milyar USD'lık bir başarının tartışmasız lideri. Yeni film ne getirir bilinmez ama kanımca 1.5 milyar USD gişeye şimdiden göz kırpıyor. 



Filmin, sıradaki başarısını riske sokabilecek tek şey belki de oyuncu kadrosunun baştan aşağı değişmiş olması. İlk üç filmle adeta özdeşleşen Shia LaBeouf (bilinen rolüyle "Sam Witwicky") bu kez yerini, adını başta The Fighter, Prisoner, Max Payne ve daha nice yapımdan hatırlayacağımız usta oyuncu Mark Wahlberg'e bırakmış.İlk iki serinin güzel yıldızı Megan Fox'un yokluğunu ise bu filmde Nicola Peltz ile giderme çabası bakalım tutacak mı? İşte bu farklı yüzler, seri filmlerdeki oyunculara alışmış film fanatiklerini ne yönde etkiler, göreceğiz.

Özetle, Optimus Prime'ın bir Dinobot'un tepesinde elinde kılıçla enteresan sahnelere daldığını görebildiğimiz fragmanı seyrinize sunmanın vakti geldi.

İyi seyirler...


İŞTE FİLMİN FRAGMANI

Transformers 4: Kayıp Çağ ("Transformers 4: Age of Extinction")

 

6 Ocak 2014

Midnight in Paris (Paris'te Gece Yarısı)



Nişanlısı Inez ("Rachel McAdams") ile müstakbel kayınpederinin işleri sebebiyle Paris'e giden senaryo yazarı Gil ("Owen Wilson"), Paris'in büyüsüne kapılıp sıkıldığı senaryo yazarlığını bırakır ve hayalindeki romanı yazmaya başlar. Tamamen ailelerinin yanında gezmek için Paris'e giden çift, gündüzleri şehri gezmek ile vakit geçirirler. Gece ise Gil, romanının da esin kaynağı olan eski zamanlara, yani 1920'li yıllara duyduğu özlemle Paris sokaklarında dolaşır ve hafif çakır keyif olduğu bir gece hiç tahmin etmediği bir serüvene doğru yolculuğa çıkar.

Inez gündüzler, Paris'in gezilecek yerlerini gezmeyle oyalanırken, Gil ise her gece kendisini bir arabanın içinde bulduğu ve geçmişe yolculuk yaptığı o sokağa gider.

Woody Allen'in bu enteresan hikayesi özellikle senaryosu ile beni etkiledi. Her ne kadar masalsı bir hava da katsa, diyaloglar ve tarihe damga vurmuş sanatçıların kimyalarına da ışık tutan ve izleyiciye onları bir an olsun yanımızdaymış gibi hissettiren bir senaryo var karşımızda. Burada Owen Wilson'un oyunculuğunu da alkışlamak gerek.



Hemingway'den Salvador Dali'ye, Picasso'dan Fitzgerald'a kadar birçok sanatçının karakterlerine de ince bir ışık tutan Woody Allen, çoğu filminde kullandığı klişe şehir tanıtımlarına bu filmde de bolca dem vuruyor. ancak sanatçının başarısı da işte burada yatıyor bence. Çünkü her seferinde benzer klişeleri yaratırken seyirciyi her nasıl beceriyorsa kesinlikle sıkmıyor. 

Özellikle sanat tarihi ile yakından ilgili  ve keyifli bir film izlemek isteyen kişiler için tavsiye edeceğim bu filmin IMDB puanı tam 7.7!

İyi seyirler...


İŞTE FİLMİN FRAGMANI

Midnight in Paris (Paris'te Gece Yarısı)


4 Ocak 2014

47 Ronin




Efendisiz kalan Samuray'lara Japonya'da Ronin denilirmiş. 

Samuray'ların, aktif görevlerinden daha pasif görevlere çekildikleri, bürokratik bir havaya takınıp hiç içlerine sinmeyecek şekilde koltuklarında oturdukları 17. yüzyıl dönemlerine bir tokat atarcasına ortaya çıkan gerçek bir hikayedir 47 Ronin. Özellikle Japon kültürüne ve onura duyulan saygıya ciddi atıfta bulunan film, kimi izleyicinin Japonların bu dik duruşuna hayran olmasını sağlıyor. 

Filmimize gelecek olursak;

Lord Asano liderliğinde gül gibi geçinip giden Ako halkı, imparator Shogun'un kendilerine yapacakları ziyaret için hummalı bir hazırlığa girişir. Ancak kibirli komutan Kira'nın da geleceğini öğrenince moralleri bozulur. Çünkü Kira fazla kibirli ve bir o kadar da Asano'yu aşağılayıcı bir tavra sahiptir. Ziyaret sonrası etkinlikler esnasında, Kira, Asano'ya büyü yaptırır ve Asano'yu kendisine yaralamak zorunda bırakır. Bu saldırı, Shogun'un bulunduğu ortamda, yani ülkenin yönetildiği Edo Kalesi'nde yapıldığı için, misafire çekilen kılıç Asano'nun ölümü demektir. Shogun, Asano'yu yakinen tanıdığı için ve az çok da Kira'nın küstahlıklarını tahmin ettiği için, Asano'nun ölümünü, bir suçlu gibi değil de onurlu bir asker gibi öleceği şekilde yani Seppuku töreni ile yapmasını emreder. Bu, onurlu Asano'yu çok mutlu eder. Ancak Asano emrindeki Samurayları çılgına çevirir.




Asano'nun ölümünün ardından dağıtılan yaklaşık 60 Ronin farklı yerlere dağılırlar. Ancak toplantılar yaparak Kira'yı öldürmeye yemin eden bu Ronin'ler içinde en dikkat çeken isim ise kahramanımız Kai'dir (Keanu Reeves). Kai, bir ormanda keşişler tarafından büyütülen ve dövüş sanatları öğretilen bir melezdir. Birgün Asano'nun kendisini ormanda bulmasıyla samurayların arasında kabul görür. Bazı samuraylar gerçek bir Japon olmadığı için Kai'ye nefret beslerler. Kai Asano'nun yanında yetiştiği yıllarda Asano'nun kızı Mika'ya deli gibi aşık olur. Bu aşk karşılıklıdır.

Filmin bundan sonrası 13 tanesi farklı şehirlere gönderildikten sonra geriye kalan 47 Ronin'in Kira'dan intikam alma mücadelesi ile geçecektir. Carl Erik Rinsch'in yönetmenliğini yaptığı filmde, 47 Ronin efsanesine büyük çoğunlukla bağlı kalınmaya çalışılmış ve aksiyondan belki daha çok Japon kültürünü ve insanını yansıtan sahneler kullanılmış. Bu aksiyon bekleyenler için iç açıcı olmasa da filmin vermek istediği onur kavramı ve sükunete uygun bir sahne ilerleyişi sağlamış. 

Filmde, Japonlar tarafından en önemli efsane olarak kabul edilen 47 Ronin hikayesine bağlı kalınmakla beraber birkaç yerde elbette farklılıklar olmuş. Kaynaklarda, Asano'nun Kira'yı yaralama sebebi, Kira'nın Asano'ya yaptığı büyüden değil, Kira'nın tüm etkinlik boyunca Asano'ya, kendisine pahalı hediyeler vermediği için kafayı takıp ona hakaretler etmesi ve topluluk içinde küçük düşürücü sözler söylemesinden ötürü geliştiği anlatılmaktadır. Hakaretlere daha fazla dayanamayan Asano, Kira'yı yaralamıştır. Tabi bunu, senaryoda neden değiştirildi diye çok fazla eleştiremeyeceğim.




Keanu Reeves çok sevdiğim bir oyuncu ancak nedense bu filmde Oishi rolüyle izlediğimiz Hiroyuki Sanada sanki daha fazla ön plandaydı. Bir de Matrix filmi ile hafızalarımıza kazınan tavrını artık filmlerinde göremiyorum. Sanki Matrix'ten sonra inzivaya çekilmiş bir edayla oynuyor gibi. Bir de gitgide uzak-doğu filmlerine kayıyor ilgisi. Yakın bir zamanda uzak-doğu kültürüne, inanışlarına geçerse hiç şaşırmayın.

Aksiyon anlamında da çok fazla beklediğimi alamadım ancak bu filmin izlenemeyeceği anlamına gelmez. Bence film 10 üzerinden 7 alabilecek seviyede ve 7 puan da gayet izlenilesi bir filmi işaret eder.

sadece beklentim sanırım daha büyüktü ve bu sebeple  içimde bir uhde kaldı. Ama sinemaseverlere güzel bir film izlemek isterlerse rahatlıkla tavsiye ederim.

Not. Ben yapamadım ancak filme gitmeden önce kaynaklardan 47 Ronin efsanesini biraz okuyarak giderseniz çok daha iyi anlarsınız filmi.

İyi seyirler..


İŞTE FİLMİN FRAGMANI

47 Ronin