21 Kasım 2013

Sonbahar



2008 yılı Özcan Alper yapımı Sonbahar filmi, Hayat Dönüş Operasyonları'nın ardından cezaevlerinden salınanlardan biri olan Yusuf'un memleketi olan Artvin'e dönüşü ve yaşadıklarını konu alıyor.


Yusuf (Onur Saylak) üniversitede henüz öğrenciyken girip 12 yıl kadar kaldığı ceza evinden ölümcül hastalığı sebebiyle salınır ve kalan ömrünü doğduğu topraklar olan Fırtına Vadisi - Çamlıhemşin'de geçirmeye karar verir. Burada hastalığını bir sır gibi neredeyse kendinden bile saklayan Yusuf, gündüzleri çocukluk arkadaşı Mikail (Serkan Keskin) ile geçirir. Zaman zaman şehir merkezine de gezmeye giden bu iki arkadaş, bir tavernada Gürcü hayat kadınları ile sohbet ettikten sonra, Yusuf'un aklı kadınlardan birinde kalır. Elka (Megi Kobaladze) ile fiziksel ilişkiden kaçınan, onu duygusal olarak hissetmek isteyen Yusuf, şehir merkezine seyahatlerini sıklaştırır. Bu arada mevsim de Sonbahar'dan kışa dönmektedir.

Filmin özet yapılacak fazla bir senaryosu yok bu sebeple üst paragrafta bunu bıraktım. Filmin belki de daha çok konuşulması gereken kısmı, Özcan Alper'in (Hopa'lı oluşu da büyük etki etmiş olsa gerek) seyirciye iliklerine kadar hissettirdiği Karadeniz'in en ucundaki o eşsiz manzaralar ve başroldeki Yusuf'un iç dünyasını sessiz sessiz çalan Karadeniz'e has insanı okşayan soundtracklerle yaşatmasıdır. 




İzleyiciyi etkileyen diğer yerlerden biri de bence pek duymaya alışkın olmadığımız Lazca'nın sık sık kullanılmasıdır. Bu diller maalesef kaybolup gidiyor. Karadeniz'li olmasam da bu dilleri hatırlattığı için Özcan Alper'e teşekkürler. Ama en büyük övgüyü çekimlerdeki kalitesiyle hak ediyor. Gördüğüm en keskin ama en gerçekçi Karadeniz manzaralarına sahipti film. Artvin'in her zerresiyle resmetmeyi başarıyor. Yusuf ile Mikail'in yaylaya çıktıkları sahneler, Yusuf'un sahilde gün batımında eski okul arkadaşıyla buluştuğu sahne, ve en çok da annesinin evinin önündeki tahta sedirin yüksekteki manzara hakimliği. Beni görsel olarak en çok bunlar etkiledi. Bir de final sahnesinde yaşattığı duygusallık aklımda kaldı. Özellikle o Lazca mı Gürcüce mi olduğunu bilemediğim ağıt çok iyiydi!




Duygu ve görsel haz anlamında evet yüksek puanı hakediyor ancak çoğu izleyiciyi sıkıcılığı sebebiyle küstürebilecek bir film olan Sonbahar'ı puanlasam, sanırım maksimum 7 verirdim. Buna rağmen, sonunda üzülecek bile olsam Türk filmlerinin izlenmesi gerektiğini düşünerek sizlere bu filmi öneriyorum. İçinizde Karadenizliler varsa, belki daha da çok sevebilirler :) Bu arada film birçok ödül sahibi. Öyle hemen yabana da atmayalım. Ödüller şöyle:

Altın Koza Film Festivali - En İyi Film Ödülü, Jüri Özel Ödülü
Ankara Uluslararası Film Festivali - En İyi Film Ödülü
Uluslararası Avrasya Film Festivali - NETPAC Ödülü
Avrupa Film Ödülleri - Yılın Avrupa Keşfi Ödülü
Sinema Yazarları Derneği Ödülleri - En İyi Film Ödülü, En İyi Senaryo Ödülü
Sofya Uluslararası Film Festivali - En İyi Yönetmen Ödülü
Tiflis Uluslararası Film Festivali - En İyi Yönetmen Ödülü
Yeşilçam Ödülleri - İlk Film Özel Ödülü

Not: Eğer sessizliğin de çok şey anlatabileceğini merak eden veya bunan inanan varsa izlesin. Pişman olmaz.

İyi seyirler


İŞTE FİLMİN FRAGMANI

Sonbahar


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder