23 Kasım 2013

The Hunger Games: Catching Fire ("Açlık Oyunları: Ateşi Yakalamak")

The Hunger Games ("Açlık Oyunları") serisinin ikinci filmi Catching Fire ("Ateşi Yakalamak"), heyecanı kaldığı yerden devam ettiriyor. Hem de ilk filme göre aksiyon sahnesi ve görselleri daha güçlü şekilde!


Katniss Everdeen ("Jennifer Lawrance") ve Peeta Mellark ("Josh Hutcherson") 74. Açlık Oyunlarının galipleri olarak sakin bir hayata geri dönmeyi umarken, Panem şehrinin başkanı Snow ("Donald Sutherland") bu ikiliye, isyan ihtimalinin gitgide arttığı diğer mıntıkalara gidip iktidarını güçlü tutmak için konuşmalarını emreder. Aksi takdirde ailelerinin hayatı söz konusu olacaktır. Katniss ve Peeta, bu şehirlerde 74. oyunda kaybettiklerini hatırlayınca mıntıkadaki halkın umudunu arttıracak ve isyan ateşini yakacak konuşmalar yapmaktan geri kalmazlar. Tabi bu, Snow'un mıntıklara sert müdahalesini de beraberinde getirir.

Snow, Katniss ve Peeta'yı başkent Panem'e geri çağırır ve her çeyrek asırda bir yapılan Quarter Quell oyunlarının yapılacağını bildirir. Hem de oyuncular bu kez oyunlarda farklı zamanlarda galip gelenlerden oluşacaktır. Yani bir Şampiyonlar Ligi! Bir de üstüne Snow'un oyunların programcısı olan Plutarch'tan ("Philip Seymour Hoffman") hem daha kapsamlı bir 3D oyun tasarımı hem de Katniss'in halk gözünde etkisini yitireceği bir strateji geliştirmesini istemesi, 75. Açlık Oyunlarını çok daha ilgi çekecek bir duruma getirir.





Film ile ilgili yoruma gelecek olursak, ilk filmdeki yönetmenin değiştiğini, Gary Ross'un yerine Francis Lawrence'in geldiğini görebiliyoruz. Lawrance, Ross'a göre daha iyi yönetmiş diyebiliriz, çünkü ilk filmde bizleri etkilese de keskin ölüm ve kan sahneleri belki bazı izleyiciyi kaçırabilecek seviyedeydi. Lawrance ise bu filmde aksiyonu, kandan uzaklaştırıp daha çok zeka ve strateji kokan sahnelerle yansıtmış. Oyun alanındaki çoğu sahne bunu gösteriyordu. 2,5 saate civarındaki filmde özellikle ilk yarı Katniss ve Peeta'nın diğer mıntıkaları gezmesi ve Snow'un gücünü tazelemesi için gerekli konuşmalarla ve duygusal sahnelerle izleyicinin az da olsa sıkılmasına sebep olabilir. Lakin, ikinci yarıda ilk yarıdaki bu özürünü ciddi şekilde telafi ediyor ve hızlı bir oyun macerası başlıyor. 



Filmin oyun sahneleri de bir hayli heyecan verici. Bir saat kurgusuna göre işleyen koskoca ada, her gün farklı sürprizlerle oyuncuların karşısına çıkmakta. Bu oyun sahnelerinde aklıma takılan ve açıkcası beğenmediğim yerler de yok değildi.

1. Özellikle maymunlarla olan sahne, sinema severleri ciddi anlamda gerilime sürüklemesi ve koltuklarına yapıştırması açısından güzel olsa da bu kadar karanlık ortamda çekilmesini anlayamadım. Hareketleri görebilmek için gözlerimi iki katı dikkatle açtım ama bazı sahneleri yine de kaçırdım. Büyük bir perdede izlemiş olmama rağmen, aklıma, bu sahneyi daha düşük pikselde daha küçük ekranda izleyecek olanlar (PCde tablette, laptopta..) ne yapacak diye düşünmeden edemedim.

2. Günün belli saatinde ağaca düşen yıldırım, sel..vs belirtileri çözmelerine karşın, oyun tasarımcısı saat takibini yapamamları için oyuncuları tehlikeye sokar. Hatta replik olarak "bakalım bundan sonra saati nasıl anlayacaklar" demesine rağmen oyuncular, yine ağacın yıldırım düşeceği saate göre plan yaparlar. Bu bana biraz tezat geldi.

3. Oyundaki bir sahne olmamasına ve milletin "ya buna mı takıldın" diyeceğini hissetsem de, filmde 12. mıntıkaya gelen psikopat komutanın üzerine atlayan Katniss'in sevgilisini, cezalandırmak için yaka paça şehrin meydanına götürürken, Katniss'in olayı görmesine rağmen bir köşede gözünden yaralanan bir kadına yardım etmesi bana abesle iştigal geldi. Burnunun dibinde sevgilisi (onun için dünyayı yakacak kadar sevdiği aşikarken) ölüme giderken dikkati nasıl alanın farklı köşesindeki bir kadına gider, anlayamadım.






Neyse, bazı sahneler amatörce gelse de makyaj, görseller, aksiyon, zeka, teknolojinin yansıtılması..vs konularda ciddi anlamda beğendiğim Ateşi Yakalamak filminin sürpriz finaline de hazır olmak gerek. İnsan bir an donup kalıyor. "Aaaaa bu ne yahu, böyle mi bitecekti" diyorsunuz. Ancaaaakkk, bu şaşkınlık serinin 3. filmini işaret ettiği düşüncesiyle bir anda heyecana sürüklüyor insanı. Hem de 3. filmde bu kez İsyan konusunun ağır basacağı açıkça anlaşılıyor. 

Oyuncu kadrosuna gelirsek, Jennifer Lawrance ve Josh Hutcherson'a  Liam Hemsworth ("Gale" rolüyle) müttefik oyuncu olarak yardım ediyor. Diğer oyunculardan bazıları ise şöyle; Woody Harrelson, Paula Malcomson, Elizabeth Banks, Bruce Bundy, Jack Quaid.

Film şu an henüz 20,000'in üzerinde kişi tarafından oylansa da IMDB'de ciddi bir skor olan 8.3 puanıyla dikkat çekiyor. 

Aksiyon severlere sonuna kadar tavsiye edebileceğim The Hunger Games: Catching Fire ("Açlık Oyunları: Ateşi Yakalamak") filminin fragmanını aşağıda daha önceki yayınımda da gösterdiğim gibi tekrar paylaşıyorum. 

İyi seyirler


İŞTE FİLMİN FRAGMANI

The Hunger Games: Catching Fire ("Açlık Oyunları: Ateşi Yakalamak")

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder